Sesin, insanoğlu için gerçekten, ilk çağlardan itibaren öyküsü anlatılmış.
Bi şuna bakın: Arkeologlar bir deney yapmış. "Deney sırasında etraflarını saran sesin ansızın değiştiğini hissettiklerinde fenerlerini yaktılar. Genelde tam bu noktada duvardaki veya tavandaki bir resimle karşılaştılar... Çarpıcı olansa, mağara nerede en ilginç sesi çıkarıyorsa, tarihöncesi sanatın en ilginç toplaşma noktasının da büyük bir ihtimalle orada bulunmasıydı."
Şunu Platon yazmış; dikkate değer:
"İnsanlar [yazı yazmayı] öğrenirse, ruhlarına unutkanlık aşılanır: Hafızalarını çalıştırmaktan vazgeçerler, çünkü artık kendi kendilerine bir şeyleri hatırlamaya çalışmaz, yazılı şeylere güvenirlerdi."
Bi de şuna bak:
"Ses, özellikle insan sesi sınırlandırılamaz. Söz bir kez söylendiğinde, artık tek bir insana değil, "bu dünyaya" ait hale gelir."
Peki iyi hatipler hakkında söylenen şu ne:
"İyi konuşamıyorsanız idareci olma şansınız yoktu. Gelgelelim iyi konuşmak, birçok erdemin yanı sıra, birçok günahı da kapsayabiliyordu. Oy kullanan halk, en başından itibaren, ikna edilmekle aldatılmak, teşvik edilmekle razı edilmek, coşturulmakla dolduruşa getirilmek arasında çok ince bir çizgi olduğunu biliyordu."
1552 tarihli İngiliz yasasına bak:
"Yasa, hiç kimsenin - en azından akşam saat dokuzdan sonra- karısını veya hizmetkarını döverek herhangi bir "gürültü" yapmaması gerektiğini söylüyordu."
Velhasıl, kendi çapında iyi bi kitap. Zaten her kitabın müthiş derin olmasını bekleyemeyiz. Bu da kendi açısından iyi.
sözlük:
esrik: sarhoş
amplification: sesi yükseltme.
takdis: kutsal sayma.
püriten: Kutsal kitapları yeniden ve değişik bir anlayışla okumaya özen gösteren.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder