15 Temmuz 2013 Pazartesi

Kumandanım Galiçya Ne Yana Düşer, M. Şevki Yazman



"Kumandanım Galiçya Ne Yana Düşer?" adlı anı kitabından, beni etkileyen şu paragrafları paylaşmak isterim: (Bu anı kitabında, ülkesinden çok uzaklara savaşmaya giden dedelerimizin ne kadar tatlı olduklarını daha bir anladım:)

"Saat 12'ye doğru Karaağaç'a geldik... İşte ilk defa hayret ettiğim yer burasıdır. Kendi ülkemizde sanki melek soyundan gelmiş ve yemez-içmez sınıfından addedilerek hiç düşünülmediğimiz halde, pek de dost gözüyle bakamadığımız bu eski düşman ülkesinde mükemmel ve muntazam bir sofra karşısında bulunuyorduk. Oturduk ve yemekler gelmeye başladı." s.7

"Bizim oğlanlar, hele biyol beni dinleyin. Hincik şu trenle geçtiğimiz yer Bulgar gıralının memleketidir. Bulgar gıralı, Alaman gıralının emcesinin oğludur. Ondan kelli, sizin anlayacağınız muttafık olmuşlardır. Hinci Alaman bizim de muttafıkımız değül mü? Demek oluyor ki, Bulgar da bizim muttafıkımızdır..." s.12

gladyatör, müracaat, ege felsefe

 

( 2003 ya da 2004 yılında Ege Üniversitesi Felsefe bölümü öğrencilerinin panoya astığı ilan; saygılarımla:))

ROMA ORDUSU'NA GLADYATÖR KAYITLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR


GEREKLİ BELGELER

- 3 adet fotoğraf
- nüfus cüzdanı fotokopisi
- ikametgah belgesi

NOT: Formasyon almayanlar ve memuriyet sınavına girmemiş olanlar kayıt yaptıramaz.

MÜRACAAT: MAXIMUS

En sevdiğim şiir

MASALIMIN PRENSESİ

Umudun var mı? Gözbebeklerinde
Sakla onu bir deniz yıldızı gibi.
Deniz ol en ulaşılmaz yerde,
Sakla onu, çalmasın biri gelip de.

Hep istediğin, hiç olmayan şeyleri düşün;
Bir ağaç evi yap gönlünce.
İçine olmadık oyuncaklarını, umutlarını doldur.
Her yaprağa can ver, adını yaz dudaklarınla.

Yalnızlık içine düşme, kapat o kapıyı.
Kilidini suya at, dağlar yansın kül olsun.
Arayıp da bulamasın şeytanlar anahtarı;
Bir kez de benim masalım mutlulukla son bulsun.

Masalımın kahramanı geceden güzel,
Gece benim tek dostum, sırdaşımdan güzel.
Unutma bu masal güzellikle biter;
Ne olur; kendin kadar güzel birini bul, sevilmeye değer.

Farzet ki dünyada sevgi hiç yok,
Ne de onu anlatan biri, ben yok,
Sense yalnızsın bu diyarda,
Bir gül gibi, çevrende kimseler yok.

Taşa, toprağa, doğaya uzan gecede;
Yıldızlarla sohbet et, yalnızlarla da;
Dinle herkesin yakındığı dert bahanelerini;
Not et gönlüne ve dön evine.

Uzan kırlar yerine yatağına,
Bak sonsuz karanlık yerine beyaz tavana,
Topla soruları o dört duvar arasına,
Soruların, dertlerin nedenini bul da,
Sevilmemenin, terk edilişin burukluğunu anla.

Sorular hiç bu kadar zor olmadı değil mi?
Ne o? Sen de geceden misin benim gibi?
Seni sevmediklerine inanmam, inanamam.
Senin gibi bir güzeli gönlüne almayanı anlayamam.

Masalımın sonunda ağaç evin sahibi,
Bir sevgi bahçıvanıyla evli,
En güzel hayata sahip iki gönül zengini.
Ben ise aynı ağaç evinde elinde kalemi,
Sen istersin diye belki, yazıyorum hala seni.

                                                                  ALPER ERKOCA