30 Ağustos 2014 Cumartesi

Çankaya Özel Kalemini Anımsarken (1933-1951)


Cumhuriyet'in ilk dönemleri hakkında yeterince magazin bilmiyorum. Bilmeli miyim; evet, başrolde olan kişileri tanımak bence böyle mümkün. İşte bu kitapta o var. O dönemde özel kalemde görev yapan biri, yazmış. Yeterli değil bana, çünkü tabi ki kendi öznel düşünceleri. Farklı kişiler de yazsaymış, diyorum ama buna da şükür.

Bu kitap var olsa da, almayı düşünmeyebilirdim. Almayı düşününce, baskısının tükenmiş olduğunu görünce vazgeçebilirdim. Neyse ki, kullanılmış kitap alma olayı bana yardımcı oldu. Bununla bitmiyor tabi. Asıl mücadele bu kitabı bitirebilmekte. Neden? Yazma, yazdığını zevkle okunur hale getirme çok değerli, bunu daha iyi anladım. Dolayısıyla direndim ve bitirebildim bu kitabı da. Yazara teşekkür ediyorum. Kendimi de tebrik ediyorum.

Bağımsızlık neler uğruna kazanılabilir sorusuna yanıt: "Konferans sırasında Paşa ile temas arayan kimseler eksik değilmiş. Bunlar arasında Mısırlılar da varmış. Bağımsızlık elde etmek için bir çare peşinde imişler. Bunlara İsmet Paşa sormuş: 'Sizin de, bizimkiler kadar güzel şehirleriniz, mamureleriniz var. İstiklaliniz uğruna bunlardan birkaçının yanıp yıkılmasını, yerle bir olmasını göze alabiliyor musunuz?" Ondan sonra, Mısırlılar ortadan kaybolmuş, bir daha gözükmemişler."

Çok çok önemli anektod. Neden? Boş zamanı değerlendirme, verimli hale getirme konusundaki sıkıntımız, çok öncelere gidiyor. Ben şimdi görüyorum, ama çok daha öncelerde de varmış. İsmet İnönü Baykan'da: ".. Baykan Kaymakamı ayaküstü dert yandı. Doğu'daki hizmetinin sona ermesini iple çekiyor; Batı'ya alınması için çareler arıyor. Çevre, doğa olarak şirin. Yeni evler de hiç fena değil. Böyle bir yerde görev alacak bir Avrupalı kaymakam hayal ediyorum. Kendini yararlı biçimde oyalayacak neler bulmaz? Kasabanın, yöredeki köylerin etnografik yönden incelenmesi. Bölgenin florası, faunası. Bunlarla ilgili koleksiyonlar. Jeolojik bakımdan araştırmalar. Su getirmek için olanaklar yaratma. Avcılık; kışın belki kayakçılık. Bizim kaymakam genç yaşında burada sıkıntıdan patlıyor; avunmak için radyo ile Tekel İdaresi mamullerinden başka şey bulamıyor. Televizyonun gelmesine daha on yıldan çok var."

Yazar da hatırlamıyor şu sözün kime ait olduğunu. Ne güzel: "Riyaziye, tarih, fen, felsefe gibi şeyler okunur, unutulurmuş. Geride ne kalırsa, ona kültür derlermiş." İnşallah kalsın diye okuyoruz bakalım.



murakabe: denetleme.
mutat: alışılmış.
irticalen: doğaçlama.
riyaziye: matematik
mamure: bayındır yer.